29 Şubat 2012

Hastahaneler …

… ve insanlara bir an için insanlığını hatırlatan bunun gibi haneler.
Ancak acıma duygusunu hissettiğimiz anlarda hatırlıyoruz insanlığımızı. Bu duyguyu en iyi hissedebilecegin yer hastaneler bence.

Koridorlarda yavaşça yürüyen hastalar, inleme sesleri, yada „cikartin beni buradan, evime gitmek istiyorum“ diye bağıran yaşlı amcalar ve teyzeler.

O an acıma duygusu beliriyor kalbinizde. Allahım sen koru bizi diyorsun içinden. Acıma acınacak hale düşersin cümlesi geliyor aklına bir yandan, ve utanıyorsun insan olmaktan ve insanlığından.

Geri kalan zamanlarda kendi canın yanmadığı sürece, hayat sana cokda fifi aslında, herşey fasa fiso.

Yani demem o ki, insanlığımızı hatırlamak için bu hanelerden geçmesi gerekiyorsa yolumuzun, hiç durmayın hemen uygun bir haneye uğrayın ...
Einfach mal die Posaune weg packen und nicht alles rumposaunen.

© Ahu

27 Şubat 2012

Senin için işlediğim günahlar bir bir sorulacak sevgili.
O gün geldiğinde, bugün ki gibi bana sırt çıkarsın değil mi?
© Ahu

26 Şubat 2012

Sakinlik

Sakinlik. Dinginlik. Bir kaç gün herşeyi unutmak. Hiç birşey yapmamak. Kendini dinlemek. Etrafındaki tüm seslerin susması. Birazda kendini düşünmek. Sevdiğin şeyleri yapmak. Sakin sessiz bir yerde oturup saatlerce kitap okumak mesela.
Yada kulakliklari takip sevdiğin bir şarkıyı peşpeşe son ses dinlemek.
Tüm bunlara ihtiyacı olan ben ... Hadi ben kitap okumaya gidiyorum.

21 Şubat 2012

Yalnızlaşıyorum


Kendi kendime canımı yakıyorum her seferinde. Ya parmağımı kesiyorum, ya bir yerimi bir yerlere vuruyorum yada dudağımı patlatiyorum bir şekilde. O an hissettiğim acı geliyor ara sıra aklıma. „Yine kendi canını kendin yaktın“ diyorum kendi kendime. Ondan sonra oturup düşünüyorum. 
Diyorumki „başkalarının canını yakmasındansa, kendi canını yakman daha iyi.“ 

Etrafımdaki duvarı günden güne yükseltiyorum. Her gün yeni bir zemin kat daha çıkıyorum. Canımı acıtanları unutmaya çalışıyorum. Canımı acıtacak olanlardan uzak duruyorum.
Olgunlaşıyorum. Etrafımdan birer birer eksiliyor canımı acıtan insanlar. Bu halimle daha mutlu oluyorum ama günden güne yalnızlaşıyorum ...

18 Şubat 2012

1998 yazı

1998 yazı geldi aklıma nedense. Liseden mezun olduğum için 3 ay evdeydim ve Erzincana izine gitmiştik kardeşim ve annemle. Babam izin alamamıştı. Bizi göndermişti. İlk defa uçakla Erzincana gitmiştik. Yollarda çektiğimiz çileleri anlatmak istemiyorum bile.

1998 yazı, 4 yıl olmuştu anneannem öleli, 19 yıl olmuştu dedem öleli. Ve dört yıl geçmişti biz en son izine gidelı. 1994 yılını hatırlamak istemiyorum. O izinde ben yoktum çünkü, sadece annemin üzgün anıları var aklımda. Anneanneme bakmaya gitmişti. 3 ay kalmıştı kardeşimle. Bense babamla yalnızdım Almanyada. Ondan sonra babamla annemi ve kardeşimi almaya gitmiştik galiba. Evet evet gidip almıştık ve ben anneannemi görmüştüm en son.

Neyse 1998 yazından bahsediyordum ben. ABC Konutlarında iki ev arasında mekik dokuduğum bir yaz geçirdim ben o sene. Kuzenim Neslihanlarda gidip kalmadığım ilk yazdı. 4 yıl gelmeyince memlekete, herşey değişmişti sanki. Nereden geldi aklıma bilmem ama, yengemin kardeşi ile akşamları Atatürk Lunaparkina kaçalarımız geldi aklıma, yada kapı önünde çekirdek çitlettiğmiz.
Radyodan ha bire istek parça istediğimiz, ve radyonun DJ'yi komşu oğlu olduğundan tüm isteklerimizin çalınması …

İbrahim Erkalin kaseti yenimi çıkmıştı o sene tam hatırlamıyorum ama bir şarkıyı ha bire geri geri sarıp dinlediğim yazdı benim. Mutfakta bulaşık yıkarken, camdan dışarı bakarak ha bire bu şarkıyı dinlediğimi hatırlıyorum. Güzel bir şarkıydı … O yaşımda ne anladıysam artık, sözleri çok hoşuma gitmişti, halada çok severim.

Buyurun sizde dinleyin




Bazen böyle oluyor işte. Durduk yere birden aklında eskiler canlanıyor böyle işte.

10 Şubat 2012

Schutzmechanismus ...


Sie erzählt nichts von sich. Das sagen sie immer wieder. Sie beschweren sich darüber, dass sie nur zuhört, aber nichts von sich preisgibt.
Doch sie lesen nicht zwischen ihren Zeilen. Während sie denken, dass sie nur zuhört, konzentrieren sie sich gar nicht darauf ihr richtig zu zuhören.

Sie erzählt nichts von sich. Ja, das ist wohl wahr. Das ist ihr Schutzmechanismus. Je weniger sie von sich erzählt, umso weniger können die Zuhörenden sie kränken.
Manchmal wünsche ich mir, dass ich mich genau wie sie, in Ruhe ausüben kann. 

Sie bleibt für alle ein geschlossenes Buch, doch niemand kümmert sich um das Vorwort.

Doch ich schaue darüber hinaus. Ich lese zwischen ihren Zeilen. Während alle der Meinung sind, dass das nicht eine Freundschaft ausmacht, dass man alles voneinander wissen muss, schaue ich darüber hinaus und schaue in ihr Herz.

       



6 Şubat 2012

Freunde

Freunde braucht der Mensch, gute Seelen um sich ... Auf die er bauen kann.
Nicht aus Sand, was bei einer kleinen Welle ineinander bricht, sondern aus richtigem Backstein, an dem ein anderer seinen Kopf zerbricht.

© ahukader

4 Şubat 2012

Menschen

Manche Menschen möchte man kennen lernen und manche einfach nicht mehr wieder erkennen.

© ahukader