Kaç gündür yazamadım buraya birşeyler. Bazen de yazıyorum fakat yayimlanmiyorum. Çünkü yazdıklarım sadece kendim için önemli. Gün gelir de yaşlı bir vaziyette koltukta oturup eski yazılarımı okurken hatiralarimin canlanması için.
Ramazanın son günü yani geçen cumartesi Selma, Hasret, Ceylan, Fatma ve ben Mainz'de Cubo Negroda iftarimizi açtık. Oradan ayrı otobüse atlayıp Mainz-Kastel'e geçip Mamikide nargile keyfi yaptık. Gece 01:22 (yani son) treni ile eve döndük. Büyük şehirin hali başka.
Pazar günü erkenden kalkıp annemin babamın elini öptüm ve bayramlarını kutladım. Pazar günü o kadar sıcaktı ki akşam Süleyman abilerin bahçesinde Caner ve Ceyda ile birbirimizi ıslatarak saatlerce eğlendik.
Pazartesi işten eve erken gönderildik. O kadar sıcaktı ki matbaa çekilecek gibi değildi. İyiki de erkenden eve gönderilmisiz, Nilgün le Tansel ve Elyas beybi geldi bayramlaşmaya. Saatlerce oturduk sonra hep birlikte çıkıp Kadir abide yol üstü oturarak bir döner yedik, ordan da Dolimiti'ye geçip dondurma, pasta, kahve Allah ne verdiyse :)
Salı günü Wiesbaden de doktora gittim. Dokuzuncu ayın üçünde baslayagim yeni iş yeri için sağlık raporu istemişlerdi. Gittim onu aldım. Dönüşte Nilgüne gittim ve saatlerce oturduk, yemek yedik sohbet ettik. Elyasla geçirdiğim vakitleri saymıyorum bile. Meleklerle geçirilen saatler güzel olmaz mi hiç?
Çarşamba gününü Wiesbadende Martin ve Katı ile geçirdim. Ramazanda kaç kere arayıp buluşmak istemişlerdi fakat oruçlu olduğumdan onlarla bulusamamistim. Dün çarşının altını üstüne getirdik, hepimize iyi geldi.
Bugün çalıştım yarın da sonunda Oyacigim la buluşuyoruz inşallah ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder