Pazartesi akşamı boğazımda fark ettiğim yumru biraz canımı sıktı. Sağ tarafta içeriden ayrı kocaman bir top. Elimi yüzümü kremlerken denk geldim aniden, canım acıdı.
Yağmurlu havalarda sokakta otobüs beklemenin, terli terli trenden inmenin, üzerime sadece ince bir hırka alarak bahçede ağaçlardan düşen sonbahar yapraklarını toplamanın verdiği bir hediye olsa gerek.
Doktorum da her ne hikmetse ben kendisine baş vurmak istediğimde her zaman izinde olduğu için öylece kalakaldım, boğazımda yumru, burnumda bir grip kokusu.
Akşam yatarken sıcak su torbası yetişti imdadıma. Salı sabahı kalktığımda inmişti biraz. Ofiste saatler geçerken yumrunun büyüdüğünü fark etmedim bile. Lenf bezlerim doldu herhalde.
Salı akşamı iş arkadaşıma 'ben yarın gelemeyeceğim, biraz ateşim var' diye mesaj attım.
Çarşamba gününü evde geçirdim. İhlamurun acı tadı. Biraz şeker. Bir sıcak su torbası daha.
Doktorcugum ise cumartesi yeniden iş başında.
Bu sabah ofiste toplantı olmasaydı, hiç bir güç beni evden cikaramazdi. Gittim geldim işte. Şimdi evimde dinleniyorum.
Çamaşır makinesine çamaşır attım. Bir tencere pilav yaptım. Böyle ıhlamur kokusu ile bezenmiş bir gün işte.
Çok geçmiş olsun Ahucum.Dikkat et kendine.
YanıtlaSilTesekkür ederim undenied
SilGeçmiş olsun =/
YanıtlaSilSag ol Sonsuz
Silçok çok geçmiş olsun
YanıtlaSilcok tesekkür ederim insanyavrusu
SilEn azından evde dinlenebiliyor olman güzel canım, hamarat olduğundan hasta iken bile pilavlar falan da gözümden kaçmadı yani :) tekrar geçmiş olsun Ahu Kız
YanıtlaSilSag ol PiaCan. Evet ne yapacagimi sasirdim. Dinlenmek yerine bir sürü yemek yaptim.
SilGeçmiş olsun Ahu ablacım :)
YanıtlaSilSag ol ablasinin güzeli
Sil