Beş dakikalık bir yolculuktan sonra Ludwigsburg şehrine vardık. Trenden indiğimizde ve istasyondan çıktığımızda bizi çok güzel binalar karşıladı.
Ludwigsburg şehri Baden-Württemberg eyaletinde ve Stuttgart şehir merzekizinin 12 kilometre kuzeyinde kalıyor. 2014 senesinin rakamlarına göre Ludwigsburg şehrinde 92.878 insan yaşıyor. Biraz ek bilgi de verdiğime göre gelelim gezimize.
Ludwigsburg'ta görülmesi gerekenler arasında Rezidenzschloss yani Rezidans Şatosu belirtiliyordu. Bizde oraya gidecektik. Tren istasyonunun önünde bulunan otobüs duraklarından 430 nolu otobüs aktarmasız şatoya gidiyor. Zaten yolculuk 4 dakika sürüyor. Tam güzergahı bilmediğimiz icin otobüsü tercih ettik. Yürümesine yürürdük ama şehir büyük ve otobüsle dört dakika az görünsede yürüyüş mesafesi baya fazla. Zaten otobüstede ineceğimiz durakta düğmeye basmadığımız için bir durak fazladan gittik. Orada inip şatoya geri yürüdük ama halimizden memnunduk. Şato o kadar büyüktü ki diğer durak arka bahçenin kapısında olduğundan ana girişe geri yürüdük.
Ludwigsburg'daki Residenzschloss, Barok tarzında Duke Eberhard Ludwig von Württemberg yönetiminde 1704 ve 1733 yılları arasında inşa edilmiştir. Almanya'daki en büyük barok saray komplekslerinden biridir. 1709'da, Ludwigsburg şehri için planlar, Dük'ün mutlakist iddiasını vurgulamak için tipik bir Barok planlı şehir olarak başladı. 1718'den itibaren şehir kalenin batısında inşa edilmiştir. Bir süre Ludwigsburg, Stuttgart yerine Württemberg Dükalığı'nın başkenti ve başkentiydi. Kale, üç taraftan büyük bir parkla çevrilidir.(Kaynak: Wikipedia)
Rezidenschloss'u her gün 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Bizim gibi ana kapıdan içeriye girdikten sonra ön tarafında bulunan bahçesine giriş yapmis olacaksınız.
Rezidenzschloss'ta her gün yarım saat aralıklarla başlayan rehberli turlar var. Her zaman yaptıkları iki farklı tur var. Birisi Kraliçe Mathilde'nin kaldığı bölümde, diğeri ise Kral Friedrich'e ait olan bölümde. Mathilde ve Friedrich bu şatoda kendilerine ait bölümlerde yaşayıp yemeğe ve dans etmeye, misafirlerini ağırlamaya bir araya gelirlermiş.
Tur başı 7€ alıyorlar. Biz Selma ile Kraliçe Mathilde'nin kaldığı bölümü seçtik ve Selma'nın da anlaması için ingilizceyi tercih ettik. Rehberimiz İtalyan genç bir bayandı. Çok şirindi. Bizi gezdirirken zamanında oynanan taht oyunlarını ve paranın gücünü vurguladı.
Şatonun içerisinde tur esnasında fotoğraf çekmek yasaktı. Yukarı da eklediğim fotoğrafları cep telefonum ile çektim. Şimdi ekleyeceğim fotoğrafları ise Rezidenschloss'un resmi web sitesinden aldım. Burayı daha fazla görmenizi diliyorum çünkü.
Rezidenzschloss'un kendine ait tiyatro salonu. 1758 yılında ilk defa sahne demişler.
Burası kral ve kraliçenin bölümlerini birleştiren salon. Bahsettiğim gibi misafirler burada ağırlanır, akşam yemekleri burada yenilirmiş. Burayı tasarlayan mimar tavana mavi bir tonda gökyüzünü çizmiş. Ayrıca kuş resimleri vardı. Rehberimiz ellerine iki kere vurdu ve ses yankılanarak göğe çıktı. Sanki salonda kuşlar uçuyordu. Çok etkileyiciydi.
Selma'nın Subat'ta gelmesi en soğuk havalara denk geldi. Şatodan çıktığımızda kar yağıyordu. Kar bile keyfimizi bozmadı.
Şatodan sonra tren istasyonuna geri dönüp diğer bir trene atlayıp Stuttgart şehrine geçtik. Stuttgart'ta kuzenimle buluşacaktık ve o gelene kadar biraz dolaştık. Rote Kapelle adı altında bir kilise gördük. Çok güzeldi. Fakat kapıları kapalı olduğundan içeriye giremedik. Biz de etrafında dolanıp fotoğraf çektik.
Ardından kuzenim Derya ile buluşup çarşıda yemek yedik. Sonra da Derya'nın kız kardesleri ile bulustuk bir AVM'de. Hepsini çoktandır görmemiştim ve benim içinde çok güzel oldu.
AVM'de Selma'yı bir markete soktuk. Almanya'ya gelince eş dost için ne alınır? Tabi ki çikolata. Paskalya'ya bir kaç hafta vardı ve paskalya döneminde çıkan farklı çikolatalar vardı.
Çikolata alışverişimizden sonra Derya bizi Stuttgart'ın tren istasyonuna bıraktı ve Selma ile otelimize geri döndük. Ertesi gün çok erken kalkıp Baden-Württemberg'in en güzel şehirlerinden olan Heidelberg'e gezmeye gidecektik. Devam Edecek ...
Selma'li Günler Vol.1
Selma'nin blog adresi: www.supercellma.com
Blogda anı biriktirmek gerçekten çok iyi. Bu blogu çok seviyorum Ahu, yaşama dair notlar ile dolu... Bu arada blogger'a hiç video yüklememiştim ben. Video yüklemekte güzel birşey olsa gerek. Blogger yazı panelinde fotoğraf ekle butonu yanında yer alan video ekle butonunu bende denerim bir ara ^^
YanıtlaSilBu güzel yorumun icin cok tesekkür ederim Mustafa. Bende senin blogunu cok seviyorum. Video yüklemek genellikle blogu fazla kasar diye, bende fazla kullanmiyorum ama instagram story ile cekilen bir kac saniyelik videolar güzel oluyor. Dene mutlaka :)
SilYou are so awesome! I don't believe I've read a single thing like
YanıtlaSilthat before. So nice to find someone with some original thoughts on this subject.
Really.. many thanks for starting this up. This web site is something
that is needed on the web, someone with a bit of
originality!
Cok tesekkür ederim anonimcim. Her ne kadar spam oldugunu bilsem de ;) Yazdigi cok hosuma gitti robotun.
SilDostla gezmek ne güzeldir, keyfini çıkartın derim.
YanıtlaSilAhu bu Kadar ucuz tren buluyorsunuz Merak ettim. Sevgiler... robinsa
YanıtlaSilRoobinsa, Almanyanin sartlarina göre kimi zaman cok ucuz kimi zaman da fazla pahali trenler.
Sil